Claire Berest’in yazdığı Hiçbir Şey Siyah Değildir romanında Frida Kahlo’nun acı ve tutku dolu yaşamı
Dünya sanat yaşamının önemli ikonlarından Firda Kahlo’yu bu kitap sayesinde daha yakından tanıyacaksınız. Hem sanat yaşamını hem de zorlu ve keşmekeş içinde geçen hayatını bir solukta okuyacaksınız. Biyografi-roman türünde olan Hiçbir Şey Siyah Değildir eseriyle Frida Kahlo’yu tanıyın…
Yazar Claire Berest, Kahlo’nun hem sanatı hem de hayatının dönüm noktalarını derinlemesine ele alarak okuyuculara, Frida’nın sanatının arkasındaki kişisel acıları, trajedileri ve tutkuları sunuyor.
Frida Kahlo’nun Diego Rivera ile olan çalkantılı ilişkisini ve inişli çıkışlı hayatını merkeze alan kitap, Kahlo’nun travmatik çocukluğu, geçirdiği kazalar, aşk hayatı ve siyasi mücadeleleri aracılığıyla onun sanatına nasıl şekil verdiğini ustalıkla anlatıyor.
Frida Kahlo, ergenlik çağında ciddi bir kaza geçiridi. Zorlu geçen iyileşme sürecinde resim tutkusunu ve yeteneğini keşfeder. Yine de yaşamaktan vazgeçmez. Kariyerinin başında hayatının aşkı olan ünlü Meksikalı ressam Diego Rivera ile tanışır.
Onların derin ve acı verici aşkları adeta renklerin büyüsüne karışır. Üç ana renk vardır: mavi, kırmızı, sarı. Frida’nın hayatı da üç perdelik bir oyuna dönüşür: trajedi, şehvet ve hüsran…
Sayfa: 204
BİR RESSAMIN DOĞUŞUNU ANLATAN ROMAN
Bu, iki başarılı sanatçının tutkusunu ama bunun ötesinde bir kadının, bir ikonun ve inanılmaz bir ressamın doğuşunu anlatan muhteşem bir roman.
17 Eylül 1925’te okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, trenin demir çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkar.
Kazadan sonra tüm hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçecek; omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acıyla yaşayacak, 32 kez ameliyat edilecek ve çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı 1954’te kangren yüzünden kesilecektir.
KENDİNİ RESİME VERDİ
Kazadan bir ay sonra hastaneden çıkan Kahlo, ailesinin de teşviki ile resim yapmaya başladı. Yatağının tavanındaki aynaya bakarak oto-portreler yaptı. İlk otoportresi, Kadife Elbiseli Otoportre oldu.
Resim yapmaya devam eden Kahlo aynı dönemde arkadaşı Tina Modotti aracılığıyla Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile tanıştı ve iki ressam, 21 Ağustos 1929’da evlendiler.
Yazar Claire Berest
Kahlo’nun sevgilisi olan Diego Rivera’ya gönderdiği bir mektup;
Diego’ya…
“AŞKIMIN SOMUT HALİ…”
“Gerçek, öyle büyük ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum. Kendimi tuzağa düşmüş hissetmek, hiç kan korkusu olmadan, zamanın ve büyünün dışında, senin kendi korkunun ve büyük ıstırabının içinde, ve kalbinin atışında. Tüm bu deliliği senden isteseydim, biliyorum sessizliğinde sadece karmaşa olurdu. Bu saçmalıkta senden şiddet istiyorum ve sen, sen bana incelik veriyorsun, ışığını ve sıcaklığını. Seni resmetmek isterim, ama bu şaşkınlığım içerisinde, hiç renk yok çünkü çok renk var, büyük aşkımın somut hali.”